BOŞANMANIN SONUÇLARINDAN BİRİ : NAFAKA

Av. Esma ÖZALP

Toplumun en küçük birimi olan aile birliğinin mutlu ve huzurlu olması ile toplumun da mutlu ve huzurlu olacağı düşünülmüş bu gerekçeyle toplumun da yararı gözetilerek kamu otoritesi ile evlilik birliği sürerken ya da sona erdiğinde eşleri ve çocukları koruyucu önlemler alınmıştır. İşte nafaka da bu önlemler içerisinde yer almaktadır.


Nafaka nedir?
- Geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü, geçimlik
- Birinin geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimselere, mahkeme kararıyla bağlanan aylık anlamına gelir TDK' ya göre.
Nafaka, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak isteyebileceği ödemedir. Yoksulluğa düşecek eşe bağlanan nafakada kusur şartı aranmaz. Yani yoksulluğa düşecek eşe, nafaka bağlanması için nafaka yükümlüsünün kusurlu olması şart değildir. Ancak, nafaka alacak eşin boşanmaya yol açan olaylarda kusurunun daha ağır olmaması gerekir. Belirtmek gerekir ki nafaka sadece kadınlara değil, ekonomik gücü daha düşük olan erkeklere de bağlanabilir.

Nafaka neden verilir?


Eşler boşanmışsa ve taraflardan birinin kendini geçindirecek bir geliri yoksa ve diğer şartlar da mevcut ise mahkeme tarafından kendisine bir miktar nafaka bağlanmasına karar verir.
Nafaka hesaplanırken mahkeme tarafından tüm deliller toplanır, tanıklar dinlenir ve tarafların gelirleri ve gelirlerinin miktarları ile nafaka talep edenin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak uygun ve hakkaniyetli bir miktara hükmedilir.

Boşanma Davasında Nafakayı Kim Talep Edebilir?

Genel kanı yalnızca erkeklerin nafaka ödeme yükümlülüğü olduğu yönündedir. Ancak boşanma davasında nafakayı taraflardan her ikisi de talep edebilmektedir. Fakat yoksulluk nafakası her iki taraf adına imkan tanısa da uygulamada yoksulluk nafakası yalnızca kadınlara ödenmektedir.
Eşler eşittir, bu nedenle hakları da eşit olduğundan kadın-erkek ayrımı yoktur. Hakim boşanma davasında tarafların evlilik birliğinde daha kusurlu olan tarafa nafaka yükümlülüğü vermektedir. Böylelikle diğer taraftan daha ağır kusurlu olan taraf ya da evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olan tarafa hakim nafaka ödeme yükümlülüğü verebilmektedir.
Eşimden boşandığımda aldığım nafaka ile geçimimi sağlarken çok zorlanmıyordum ama enflasyondaki yükseliş ile alım gücümdeki düşüş beni çok zorda bırakmaya başladı bu durumda ne yapabilirim?
        Mahkeme tarafından hükmedilen nafaka miktarı tarafların sosyo-ekonomik durumlarının değişmesi ile birlikte artırılabilecek ya da azaltılabilecektir. Bu hususta yeni bir dava açılması gerekmektedir. Hakim yeni nafaka miktarını belirlerken değişen şartları da göz önünde bulundurarak yeni nafaka miktarına hükmedecektir.
Yıllardır boşandığım eşime nafaka ödüyorum bu yükümlülükten ben nasıl kurtulabilirim?

Nafaka alacaklısının evlenmeden başka birisiyle fiilen evliymiş gibi yaşaması,

Nafaka alacaklısının yoksulluğunun ortadan kalkması halinde,

Nafaka alacaklısının işe girmesi halinde nafaka yükümlüsü  mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılması davasını açabilir.
Daha önceden verilen nafakanın ödenmesi yönünde karar, nafakanın hükmedilmesi için belirlenen koşulların kalkması halinde nafaka ödenmesine devam edilmeyeceği yönünde karar verebilecektir.
Diğer bir husus da Yargıtay kararlarında, yoksulluk nafakası alan eski eşin asgari ücretli bir işe girilmesi nedeniyle nafakanın kaldırılması davası adına bir gerekçe olmadığı kabul edilmiştir. Asgari ücret ile çalışmaya başlayan eski eşin yoksulluğu ortadan kaldıran bir durum olmadığı ve ancak bu durumda nafakanın azaltılmasında talep edileceği belirtilmiştir. Nafaka alacaklısının yeni bir işe başlaması ya da nafaka yükümlüsünün işten çıkarılması durumlarında tarafların ekonomik durumuna göre hakim nafakanın kaldırılması değil, nafakanın azaltılmasına karar verecektir
 
Nafakayı ödemezsem ne olur?

        Nafaka ödemesine dair karar verilmiş olan kişi artık maddi durumunun elverişsiz olmasından kaynaklı olarak ya da nafaka hükmediliş şartlardan birinin ortadan kalkmasına dayanarak nafaka ödeyemediğini, ödemesine gerek kalmadığını mahkemeye kanıtlamak suretiyle kaldırılmasını talep edebilir.

        Ancak böyle bir durum oluşmamışsa, mahkeme kararına ve hakkında yapılan icra takibine rağmen nafaka borcunun ödenmemesi durumunda İcra ve İflas Kanunu uyarınca nafaka borçlusu hakkında 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilebilir. Bu ceza ayrıca para cezasına çevrilemediği gibi ertelenmesi de söz konusu değildir. Yasaya göre nafaka ödemeyen nafaka yükümlülerine alacaklının şikâyeti üzerine 3 aya kadar hapis cezası verilir. Verilen bu hapis cezasının kalkması için nafaka borcunun ödenmesi gerekmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise ödenmemiş olan nafaka borçları hakkında alacaklı tarafın 3 ay içerisinde bir şikâyette bulunması gerektiğidir. Bu süre içerisinde şikayet edilmediği takdirde nafaka alacaklısının şikâyet hakkı düşecektir.
 
 


Hükümet, kadın örgütlerinden gelen tepkiler sonucu ve kadınlar açısından mağduriyet yaratacağı gerekçesiyle rafa kaldırılan, boşanma davalarında verilen "süresiz nafaka" olarak da adlandırılan "yoksulluk nafakası"na ilişkin yasal düzenlemeyi yeniden gündemine aldı.
Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı düzenlemede, nafakanın evlilik süresiyle sınırlanması, bu süre sonunda nafaka almaya hak kazanan eşin iş bulamaması veya herhangi bir gelirinin olmaması halinde, devletin nafaka ödemeye devam etmesi formülü üzerinde duruluyor.
Nafaka tartışması, yaklaşık 3 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) gündeminde. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019'da açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında Meclis'e sevk edilen 2. Yargı paketiyle "süresiz nafaka ve icralık çocuk tartışmalarının sona ereceğini" söyledi ancak kamuoyundan gelen tepkiler ve daha kapsamlı çalışma gerektiği gerekçesiyle paket içine bu düzenleme konulmadı.
Nafaka sorununda teknik çalışmayı yürüten Adalet Bakanlığı, o tarihten sonra "süresiz nafaka"nın sınırlanması konusunda şimdiye kadar farklı formüller üzerinde çalıştı. Bu kapsamda nafaka ödeme süresine "üst sınır" konulması ya da evlilik süresi kadar nafaka ödenmesi formülleri gündeme geldi. Ancak boşanmalarda nafakayı almaya hak kazanan taraf büyük çoğunlukla çalışmayan veya güvencesi olmayan kadınlar oluyor.
Kadın örgütlerinden gelen tepkiler ve düzenli geliri olmayan kadınlar açısından mağduriyet yaratacağı dikkate alınarak, yargı paketleri içine konulmadı.

'Devlet ödemeli' formül masada
Ancak bir süre soğumaya bırakılan nafaka konusunda Adalet Bakanlığı'nın yeni bir formül üzerinde çalıştığı öğrenildi. Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre yeni çalışmada, nafaka ödemek zorunda olan eşin, evlilik süresi kadar nafaka ödemesi, bu sürenin sonunda ise devlete nafaka ödeme yükümlülüğü getirilmesi formülü üzerinde duruluyor.
Nafakanın, evlilik süresinin yarısı kadar süre ödenmesi de bir başka seçenek.
Eğer evlilik süresi boyunca nafaka ödenmesine dönük formül benimsenirse, bir kişi örneğin 5 yıl evli kaldıysa, boşandığı eşe sadece bu süre boyunca nafaka ödemekle yükümlü olacak. Bu süre sonunda, nafaka alan eşin işsiz veya herhangi bir gelirinin olmaması halinde devlet nafaka ödemeyi sürdürecek. Henüz kesinleşmemekle birlikte Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı kaynaklarından nafakanın karşılanması seçeneği üzerinde duruluyor.
Bakanlık kaynaklarının verdiği bilgiye göre, "kadına şiddet" vakalarında nafaka tartışması önemli bir yer tutuyor ve bu nedenle de "Kadını da mağdur etmeyecek bir formül aranıyor."
Yapılacak düzenlemenin Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın yanı sıra kadın örgütlerinin de görüşü alınarak Meclis'e sunulması düşünülüyor. Üst düzey bir bakanlık yetkilisi, böyle bir düzenleme halinde devlete maliyetinin de hesaplanması gerektiği belirtilerek, "Bunun bütçeye yükü nedir, buna bakılıyor. Meclis'e gelmesinin gecikmesinin nedeni de bu. Eğer kadınlar da buna evet derse, gelecek yıl içinde bu düzenleme Meclis gündemine gelebilir" bilgisini paylaştı.
Türkiye’de boşanmış kadın olmak: Maddi ve manevi gittikçe ağırlaşan bir yük
Çekişmeli boşanma kolaylaştırılıyor
Adalet Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı bir başka düzenleme ise "çekişmeli boşanma"nın kolaylaştırılması.
AKP'nin yılbaşından sonra Meclis gündemine getirmeyi planladığı 6. Yargı Paketi içine koymayı planladığı düzenleme yasalaşırsa, boşanmak için tüm anlaşmazlıkların karara bağlanması beklenmeyecek.
Çekişmeli boşanma davalarında, taraflar tazminat, velayet, nafaka, eşler arasında kusurun kimde olduğu gibi etkenler boşanma davalarının uzamasına neden oluyor.
Meclis'e sunulması düşünülen düzenlemede ise mahkeme, velayet ve nafaka konusunda anlaşılması halinde boşanma kararı verilebilecek. Tazminat ve diğer uyuşmazlık konularında ise dava, boşanma sonrasında devam edip, karara bağlanabilecek. Bu konuda aile arabuluculuğu mekanizmasının da işletilebileceği belirtiliyor. Ancak, arabuluculuk, aile içi şiddet nedeniyle açılan boşanma davaları için uygulanmayacak.

S. çalışmıyor; eğitimi, mesleği  yok. Biri 2, diğeri 5 yaşında iki çocukla aylık 300 liralık  yoksulluk nafakasını şiddet gördüğü için boşandığı eski eşi ödemiyor. “Nafakayı almak için mahkemeye gidersen seni öldürürüm” diye tehdit ediyor. Bir yanda S. gibi nafaka mağduru kadınlar var. 
Diğer yanda ise kısa süreyle evli kaldıkları eski eşlerine ortak çocukları da olmadığı halde yıllarca maaş gibi “yoksulluk nafakası” ödeyen ve isyan eden erkekler...
DERNEK KURUP ÖRGÜTLENDİLER
Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu adı altında örgütlenen bu erkeklerden bazıları,  eski eşlerinin ‘Nafakam kesilmesin’ diye sigortasız işte çalıştıklarını, mal kaçırdıklarını, başka erkeklerle imam nikâhıyla evlenip kendilerini sömürdüklerini bile iddia ediyor.
ÇOCUKSUZ KADINA  NAFAKA VERİLMESİN
Süresiz nafaka konusu geçen yıl TBMM Aile Bütünlüğünü Koruma ve Boşanmaları Araştırma Komisyonu’nun da tartıştığı en önemli başlıktı. Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu Başkanı İlknur Birsel bu komisyonda yaptığı sunumda, 1988’den beri erkeğin ömür boyu nafakaya mahkûm edildiğini savundu. “Erkektir, kesinlikle kötüdür” mantığıyla hareketle işsiz olsa dahi erkeğe süresiz nafaka ödettirildiğini iddia eden Birsel’in şu önerileri Meclis kayıtlarına geçti: “Boşanmalarda eşit kusur varsa nafaka bağlanmamalıdır. Çocuksuz kadına nafaka bağlanması insanlık suçudur. Ömür boyu nafaka yönteminin değiştirilmesiyle birçok sorun çözüme kavuşturulur. Nafakanın süresine karar verilirken evlilik süresi ve çocuk olup olmadığına bakılması gerekir.”
BAKANLIK SOSYAL YARDIM ÖNERDİ
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Mağdur Hakları Daire Başkanlığı’nca Komisyon’da yapılan sunumda ise nafaka yerine sosyal yardım yapılması da önerildi. Bu tartışma, önerilerin üzerinden bir yıl geçti. Komisyon raporu ise Meclis raflarında kaldı.
BOŞANMA DAİRE BAŞKANI GENÇCAN: SÜRESİZ NAFAKA KALKSIN
Peki uygulamacılar ne diyor?
Boşanma davalarının temyiz incelemesini yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, Medeni Kanun’un 175. maddesindeki, “süresiz” yoksulluk nafakasının kaldırılarak sınır konulmasını savunuyor.
Gençcan’ın, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’ya hitaben sosyal medyadan da paylaştığı ve savunduğu önerisi bakın şöyle:
İŞTE O ÖNERİ
- “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun madde 175 hükmünün hakkaniyete ve boşanma hukukuna uygun olacağı için acil olarak aşağıdaki şekilde değiştirilmesini dilerim.
MEVCUT METİN: Yoksulluk nafakası
Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
DEĞİŞTİRİLMİŞ METİN: Yoksulluk nafakası
Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusursuz veya daha az kusurlu olmak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında beş yıl süreli olarak nafaka isteyebilir”
SORUN NASIL ÇÖZÜLEBİLİR
 Kadınlar mağdur, erkekler isyan ediyor. Yasa değişikliği teklifleri ve raporlar ise Meclis’te kaldı. Yargıtay’ın temyiz incelemesini yapan dairesi de kanunda değişiklik istiyor. Görünen o ki, sorun hem Medeni Kanun hem de uygulamada düğümleniyor.  Medeni Kanun’da süresiz nafaka yerine adalete uygun, erkeği hele çalışmayan ve çocuğu ile ortada kalan kadını koruyan bir nafaka sistemi getirilebilir.
Başkan Gençcan’ın önerdiği gibi beş yıl şeklinde bir süre konulması tartışılabilir. Nafaka bağlamanın kriterleri çocuksuz olma da düşünülerek yeniden belirlenebilir.
Devlette sosyal devlet olmanın gereği olarak bakanlığın önerisinde olduğu gibi bu kadınlara ve küçük çocuklarına sosyal yardımda bulunabilir.
Boşanma sonunda çocuklarıyla ortada kaldığı gibi toplum baskısına uğrayan çalışmayan kadınları artık mağdur etmeyecek, sosyal devlet anlayışına ve hakkaniyete uygun bir düzenleme yapılamaz m?
Gözler yeni yasama döneminde ve Meclis’te.


üresiz nafaka uygulamasının ülkemizde yasallaşması, 1979'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kabul edilerek imzaya açılan CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Engellenmesi Sözleşmesi) ile başladı. Türkiye, CEDAW'ı 1985'te kabul etti ve "süresiz yoksulluk nafakası" hükmü getirildi. Aynı şekilde, evlilik sırasında "edinilmiş mala katılma rejimi" de CEDAW sonrası getirildi.
Akademisyen Latif Tarbak, süresiz nafaka deneyimini kendi tecrübesi üzerinden şöyle ifade ediyor: "Gelirimin yarısını 21 yaşında evlendiğim ve 10 gün evli kaldığım eski eşimle paylaşıyorum. 9 yılda anca boşandım. Ayda 2 bin 80 lira nafaka ödüyorum."
Sorun ne zaman başlarsa başlasın, çözüm doğal olarak AK Parti iktidarından bekleniyor. Konu, 2018'de ilk yüz günlük eylem planı çerçevesinde ele alınacaktı. Alındı da ancak yargı paketleri teker teker çıksa da bu mesele henüz çözüme kavuşturulmadı. Beşinci yargı paketinde de yer almayacağı söyleniyor.
Adalet Bakanlığı, geçen sene süresiz nafaka uygulaması hakkında analiz çalışmalarının bittiğini duyurmuştu. Bakan Abdulhamit Gül de kadınları mağdur etmeyecek şekilde bir çözüm getirileceğinden bahsetmişti. Fakat üç senedir gündemde olan bu sorun hakkında top henüz Meclis'e gelmiş değil.
Mağdur olan erkekler ile mağdur olabilecek kadınlar arasında adil bir denge bulup harekete geçilmesinin aciliyetine dikkat çekmek isterim. Sivil toplum kuruluşları ile müzakerelerde nafaka süresi için bir üst sınır belirlenerek o süreyi aşan evliliklerde süresiz nafaka uygulaması, aşağı kalanlarda ise evli kalınan sürenin kendisi veya iki katı süresi gibi çözümler ifade edilmişti. Biliyorum herkesi memnun edecek bir ortak zemin bulmanın imkânsız olduğu çetrefil meselelerden birisi karşımızdaki. Ancak "bırakalım, dağınık kalsın" denilip geçilecek bir durum da değil.
Yalnız şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; süresiz nafakanın İslam hukukuna aykırı olduğu üzerinden eleştiri getirenler, mehrin önemi ya da boşanma sonrası kadının babası ve erkek kardeşleri tarafından desteklenmesi zorunluluğu hakkında çoğunlukla suskunlar. Sesleri istediklerinde çok yüksek çıksa da bu konuda kendilerini pek duymuyoruz.
Süresiz nafaka karşıtı birisi olarak belirtmem gerekir ki İslam hukuku, argümanınız için işe yaradığında kullanacağınız, sorumluluklar noktasında size iş düştüğünde ise görmezden geleceğiniz bir "alet" değildir. Erkeğin kadına karşı (eş, anne veya kardeş) sorumluluklarını da azami şekilde yerine getirmesini öğütleyen bir toplumsal mutabakatımız olsaydı, bu meseleler daha çabuk ve sorunsuz çözülebilirdi.
Velhasıl, gözler beşinci yargı paketinde...

Yargıtay'dan flaş 'nafaka' kararı!
Bir boşanma davasının temyiz müracaatını değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, devlet memuru eşe yoksulluk nafakası ödenmemesi yönünde karar verdi.
Yargıtay, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda, memur olan eşe yoksulluk nafakası bağlanmasına gerek olmadığı vurgulandı. Kararda şöyle denildi:
“Toplanan delillerden davalı-karşı davacı kadının öğretmen olduğu, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları oluşmamıştır. Yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre 2010 doğumlu ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir."
NAFAKADA FORMÜL ARAYIŞI! BİR AŞAMADA DEVLET ÜSTLENECEK
Öte yandan nafaka düzenlemesinde sona yaklaşıldı. Boşanan kadına evlilik süresi kadar nafaka ve sonra devlet desteği modeli gündemde. Ayrıca 'aile arabuluculuğu' sistemi de gelebilir.
Adalet Bakanlığı, uzun süredir çalışmaları devam eden "nafaka" düzenlemesini, 2022 yılı içinde Meclis gündemine getirmeye hazırlanıyor. Yapılan alternatifli çalışmaya göre, aile mahkemeleri boşanmış erkeğin, eski eşine evlilik süresi ya da evlilik süresinin yarısı kadar bir müddet nafaka ödemesine karar verebilecek.
Kadının nafakanın sona erdiği tarih itibarıyla gelirden yoksun olması durumunda ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı üzerinden nafaka ödemesini devlet üstlenecek.
‘MUHATAPLIK YAŞANMASIN’
Bakanlık ve AK Parti kaynakları pek çok kadının boşanma sonrası "nafaka" ile geçinmek durumunda kaldığını belirterek, "Erkekler nafakadan şikâyet edebiliyor. Ancak bizim kadının nafakasız kalmayacağı bir sistemi kurgulamamız gerekiyor. Örneğin kadın 45 yaşında, boşanmış. İşi yok, eğitimi yok. Bir anlamda eşine güvenmiş. Boşanınca bir anda ortada kalıyor. Bunun önüne geçmemiz şart. Diğer taraftan erkeğin de ilanihaye nafaka ödemesi yerine önünü görebilmesini sağlayacak bir sınırın çizilmesi gerekiyor" değerlendirmesini yapıyor.
Bakanlığın alternatifli çalışmasına göre, aile mahkemelerinin boşanmış erkeğin, eski eşine evlilik süresi ya da evlilik süresinin yarısı kadar bir müddet nafaka ödemesine karar vermesi; kadının nafakanın sona erdiği tarih itibarıyla gelirden yoksun olması durumunda ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı üzerinden nafaka ödemesini devletin üstlenmesi planlanıyor. Kaynaklar, henüz çalışmaları süren bu modelle ilgili, "Böyle bir düzenlemenin bütçeye yükü üzerinde çalışıyoruz. Konunun gecikmesinin sebebi de bu. Temel prensibimiz, kadının mağdur olmaması. Nafaka konusu, kadına yönelik şiddetin de en önemli sebeplerinden birisi. Kadın, boşandığı eşiyle bu yönde bir muhataplık yaşamasın ama nafakasını da almaya devam etsin istiyoruz" ifadelerini kullanıyor.
ÖNCE BOŞANMA, VELAYET, NAFAKA SONRA TAZMİNAT
Bakanlık aile mahkemelerinin boşanma davalarında tarafların boşanmasına, çocuk varsa velayetinin kimde olacağına ve ne kadar nafaka ödeneceğine öncelikli olarak karar vermesi; davanın çekişmeli kısımlarının ise sonraya bırakılmasını sağlayacak bir düzenlemeyi daha gündemine aldı. Bu çerçevede şiddet içermeyen dava dosyalarında “aile arabuluculuğu” sisteminin devreye sokulması da bekleniyor.